Saturday, April 10, 2010

İstisnai bir yaşam: Dick Francis

istanbul - 89 yaşında hayata gözlerini yuman polisiye-gerilim romanlarının ünlü yazarı Dick Francis, son yıllarını geçirdiği Karayipler’deki Cayman adasında okurları ve sevenlerince son kez selamlanmaya hazırlanıyor. Cayman’daki cenazenin ardından Francis için Londra’da da bir tören düzenlenecek.
Üç kez aldığı Edgar Allen Poe ödülü başta olmak üzere pek çok Edebiyat ödülünün sahibi olan Dick Francis’in 1920’de Galler’de başlayan Yaşam öyküsünün yazarlığa evrilme süreci, sıradışı bir kariyer çizgisini gözler önüne seriyor. 15 yaşında Eğitim yaşantısına nokta koyan ve baba mesleği jokeyliğe yönelen Francis, 2. Dünya Savaşı’na Savaş Uçağı pilotu olarak katıldıktan sonra hipodromlarda başarılı sonuçlar elde etmeye başladı. 350’den fazla yarışı galibiyetle sonuçlandıran Francis, 1953 ve 1957 yılları arasında Ana Kraliçe Elizabeth’in (Kraliçe Elizabeth’in annesi) jokeyi olarak pistlerde boy gösterdi.
Her yıl bir yeni Roman 1957’de jokeyliği bırakan Dick Francis, Sunday Express gazetesinde At Yarışı muhabiri olarak görev yapmaya başladı. Francis 1962’de yazarlık kariyerini bir adım öteye taşıyarak ilk romanını yayınladı. Francis, en çarpıcı özelliği olan yazı disiplinini, müteakip 38 yıl boyunca yılda bir roman yayınlayarak ortaya koydu. Yazar, roman yazmadan geçirdiği tek yıl olan 1998’de ise kısa öykülerinden oluşan bir kitap yayınladı.
Kaleme aldığı polisiye-gerilim romanlarının bir kısmının kahramanı kendisi gibi jokey olan Francis; eserlerinde gazeteci, Ressam, muhasebeci ve diplomat gibi kahramanlara da yer verdi. Kendi yaşamından ilhamla, kayda değer sayıda at yarışı temalı romanlar kaleme alan Dick Francis’in eserlerindeki derinlik belki de en iyi şekilde, bir Eleştirmen tarafından Newsweek dergisine şu cümleyle ifade edilmişti: “Atları sevmediğiniz için Dick Francis’i okumamak, Tanrı’ya inamadığınız için Dostoyevski’yi okumamaya benzer”.
'İyi ahlâklı' kahramanlar Francis’in polisiye romanlarının kahramanları, James Bond kadar becerikli, girişken ve çapkın olmakla beraber, şövalyece bir ahlak ve nezakete sahip olmalarıyla tanınıyorlar. Pek çok eserin sonunda da eşlerine sadık kocalar olarak okurun huzurundan çekiliyorlar. Kahramanlarının bu tavrını Francis bir röportajında şu sözlerle açıklamıştı: “Romanlarımdaki ana karakterlerden, benim yapmayacağım şeyleri yapmalarını asla istemem”.
1962’den itibaren her yıl bir roman yazan Francis, Ocak ayının birinci günü yazmaya başlar ve Eylül ayında yayınlanması planlanan kitabının taslağını 8 Nisan’da yayıncılarına teslim ederdi. Francis bu sistematiği yalnızca bir kere, o da eşinin hastalığı yüzünden aksattı: Taslağı yayınevine 2 hafta gecikmeli teslim etti.
İstisnai bir yaşam: Dick Francis

No comments:

Post a Comment