Çünkü bu sergide yer alan çalışmalar ölüme ve hastalığa meydan okuyor. Tedavisi sırasında sağ kolunu kullanamadığında sol eliyle desen çizmeye devam etmiş. Ve bu desenler dünyaya daha alaycı başka bir gözle bakıyor. Uluç bu farklılığı “Sanatın bir tarafı bilinmeyeni aramak ve bulmak değil midir?” diyerek özetliyor. Hastanede yanında olan hayat arkadaşı Vivet Kanetti “Doktorun da bu duruma çok şaşırdığını, Ömer’in o dönemi bir samuray savaşçısı gibi geçirdiğini” söylüyor. Ömer Uluç’a göre ise yaptığı bir terapi. “Zaten ben resmin terapi olduğunu hastalanmadan çok önceleri keşfetmiştim. Mühendislik iyiydi hoştu ama kafamı tedavi etmiyordu. İyi bir resim yaptığım zaman çok mutlu olmaya, her şeyi unutmaya başladığımda işte benim işim bu demiştim” diyor. Ömer Uluç’un sarmalları Yaşam döngüsünün ta kendisiydi. Sonra o sarmallar yaratıklara dönüşmeye başladı. Bir sonraki aşamada tuvalden çıkarak aramıza karıştılar. Şimdi ise parçalanıyorlar, çürüyorlar. Ona göre zaten yaşlılıkla gelen hastalıkların hepsi birer çürüme. “Parçalar benim resmimde kendini hem tekrarlıyor hem de başka parçalarla birleşerek başka biçimler, yaratıklar yaratıyor. Ben biliyorsun yaratık ressamıyım” diyor. Bir tek zaman lazım Uluç’a göre “İnsanlar gelecekte bir gün başka dünyalardan gelen yaratıklarla da karşılaşacaklar bu kaçınılmaz bir şey. Zaten İkinci Dünya Savaşı’nda beş milyon Yahudi’yi öldüren adamlar yaratık değil miydi? İnsan denen mahlu yaratıktır”...Ömer Uluç şimdi günlerini biraz dinlenerek biraz kitap okuyup düşünerek geçiriyor: “Önümüzdeki yılın planları arasında başlayıp da yarım kalmış çalışmaları tamamlamak, farklı mekânlara uzanmak, uzay yolculuğuna devam etmek var. Ama benden iki yıldan önce bir Sergi beklemeyin. İnsanın tek ve ebedi sorunu var o da zaman, şimdi bana bir tek zaman lazım” diyor.
Müzayedelerde yarış ATI olmak hoşuma gitmiyor
Ömer Uluç’a göre Antik A.Ş.’nin düzenlediği bu son müzayedenin Türkiye’nin en önemli olayı gibi sunulması ona son derece traji Komik gelmiş. Burhan Doğançay’ın kendi dışında gerçekleşen bir olayı fazla abarttığını düşünüyor. Çağdaş sanat üzerine yapılan spekülasyonların ne Burhan Doğançay’a ne de bir başkasına uzun vadede yararı olacağına inanmıyor.
Aynı müzayedede kendi "Odalık" adlı eserinin başlangıç fiyatından yüzde 570 fazla satılmasının da onun için hiçbir önemi yok. Ün ve para kazanma üzerine kurulu bir düzen ve müzayedede yarış atı olmak hoşuna gitmiyor. "Sergim var ve yapıtlarım orada, isteyen gider görür, bakar" diyen Ömer Uluç’un yapıtları 13 Aralık’a dek Yapı Kredi Kazım Taşkent Galerisi ve Sermet Çifter Salonu’nda.
Benim olduğum yerde ölüm yok
No comments:
Post a Comment