Afia Sıddıki, 3 çocuk annesi bir Bilim kadını, nörolog. Bugünlerde New York’ta cinayet suçundan yargılanıyor. Mahkemede hakkında ileri sürülen iddialar, ortaya konan suçlamalar Sıddıki’nin filmlere konu olacak sıradışı geçmişini gözler önüne seriyor. El Kaide bağlantılı bir terörist olduğu belirtilen genç kadının Kayıp mazisi pek çok sırla dolu.
Sıddıki’nin sis perdesi arkasındaki hayatı 18 ay önce 2 FBI ajanı ile 2 subayın Afganistan’ın Gazne kentine uçmasıyla su yüzüne çıkmaya başladı. Amerikalı ekip, Gazne’ye sıradışı bir tutukluyu, yanında 11 yaşında bir erkek çocuk bulunan burkalı bir kadını sorgulayacaktı. Afgan polisi, esrarengiz ikilinin intihar bombacısı olduğunu söylüyordu. Amerikalıları ilgilendiren ise kadın tutukluda bulunan birtakım kâğıtlardı. Dokümanların, aralarında özgürlük anıtının da bulunduğu ABD’deki bazı hedeflere yönelik kimyasal silahların kullanılacağı, büyük kıyım yaratacak saldırı notları olduğu düşünülüyordu.
Amerikalıları öldüreceğim!
Ekip, sorgu odasına girince büyük sarı bir perdenin arkasında bekleyen Sıddıki ile karşılaştı. Subaylardan biri tüfeğini ayaklarının dibine bıraktıktan sonra oturdu. Kadın aniden tüfeği kapıp “Allahü Ekber” diye bağırarak 2 el ateş etti. Neyse ki kimse vurulmadı. Çevirmen tüfeği almak için uğraşırken ikinci asker tabancasını çekip Sıddıki’yi karnından vurdu. Sıddıki yere yığılırken bile bütün Amerikalıları öldüreceğini haykırdı.
Bundan sonraki sahnede Manhattan’daki mahkeme salonu yer alıyor. Pakistanlı D. Afia Sıddıki’nin, 7 adamı öldürmeye teşebbüs ve saldırı suçundan ön duruşmaları yapılıyor. Suçlamaların tamamı Sıddıki’nin Gazne’de Amerikan personeline saldırısıyla ilgili. Ocakta başlayacak mahkemede suçlu bulunursa ömür boyu hapisle cezalandırılacak.
ABD’deki saygın üniversitelerden MIT (Massachusetts Institute of Technology) mezunu olan Sıddıki, şimdi Dünyanın en tehlikeli teröristleri arasında gösteriliyor. 2003’te izini kaybettirip 5 yıl ortalıkta görülmedi. Bu süre içinde “El Kaide’nin Mata Harisi” ya da “Bagram’ın Gri Hanımefendisi” diye anılmaya başlandı.
Suçlamaları kabul etmedi
Geçen perşeme yapılan ön duruşmada Sıddıki, hâkimin sözünü kesip, kendi avukatını azarladı. “Bütün suçlamaları reddediyorum ve masum olduğumu kanıtlayabilirim. Ancak bunu yapmayacağım. Mahkemeyi boykot ediyorum” dedi. Sıddıki ABD Başkanı Barack Obama’ya yardım edebileceğini ve Afganistan’da Taliban’la görüşmeler için arabuluculuk yapabileceğini söyledi.
Ancak yargılamanın, ajan ve militanların cirit attığı, insanların aniden kaybolduğu, Pakistan ve Afganistan’da geçen bir gerilim filmi atmosferinde gerçekleşmesi bekleniyor.
37 yaşındaki Sıddıki, Karaçili orta sınıf bir ailenin kızı olarak dünyaya gelmiş. Aile inançlı Müslümanlar olarak tanınıyor. Babası Muhammed Doktor, annesi İsmet, Pakistan’ın suikasta kurban giden Askeri lideri Ziya ül Hak’ın arkadaşı.
Sıddıki, Boston’da bulunduğu dönemde sıkı bir Müslüman eylemci olarak Afganistan, Çeçenistan ve Bosna için düzenlenen eylemlere katıldı. Bosna’da hamile kadınlara yapılanlardan etkilenen Sıddıki, camilerde konuşmalar yaptı, kampanyalar düzenledi. Fakat ilişkide olduğu hayır kurumlarından Mercy International Relief Agency’nin 1998’de Kenya’daki ABD elçiliğine düzenlenen saldırıyla bağlantısı saptandı. 11 Eylül saldırıları Sıddıki’nin hayatında dönüm noktası oldu. 2002’de FBI Sıddıki ve kocasını internette verdikleri bazı sıradışı siparişler konusunda sorguladı. Çift gece görüş dürbünü, kurşun geçirmeyen yelek ve anarşistin el kitabı niteliğinde askeri bilgiler içeren bir kılavuz kitap satın aldı.
2002’de Sıddıki El Kaide militanı Macid Han adına bir posta kutusu kiraladı. 6 ay sonra 11 Eylül saldırılarının planlayıcılarından Halid Şeyh Muhammed’in yeğeni ile ikinci evliliğini yaptı. Mart 2003’te FBI, Sıddıki’yi arananlar listesine koyunca ortadan yok oldu. Bundan sonrası için çeşitli rivayetler var. Amerikalılara göre, Sıddıki tamamen kaçak hayatı yaşadı ve El Kaide eylemlerine katıldı. 2004’te en çok aranan 7 El Kaide kaçağından biri oldu, polis bültenlerinde silahlı ve tehlikeli olduğu ilan edildi.
Karanlık yüzü açığa vurdu
Sıddıki’yi savunanlar ise başka bir hikâye anlatıyor. Bunlara göre Sıddıki kayıp 5 yılını Bagram Cezaevi’nde, işkencede geçirdi. Öyle ki cezaevindeki erkek mahkûmlar, Sıddıki’nin çektiği açıları protesto etmek için açlık grevi yaptı. Böylece Sıddıki kimileri için ABD’nin karanlık yüzünün, adam kaçırma ve işkence gibi kirli eylemlerini açığa vuran bir sembol haline geldi.
Fransa’da Almanya hesabına casusluk yapan Hollandalı egzotik dansçı Margaretha Zelle, sahnede Mata Hari adını kullanıyordu. Mata Hari, 1917’de Fransa’da kurşuna dizildi.
Karaçi’de eylülde İnsan Hakları Ağı’nın düzenlediği bir protesto gösterisinde Sıddıki’nin serbest bırakılması istenmişti. Gösteriye Guantanamo kostümleri içindeki çocuklar, bir kafes içinde katılmıştı. Kafesin arkasındaki pankartta “Karaçi doktorunun kızı Afia Sıddıki, daha ne kadar Amerikan zalimliğine katlanmak zorunda kalacak?” diye yazıyor.
Bu kadın El Kaide’nin ‘Mata Hari’si mi?
No comments:
Post a Comment